10 Kasım 2010 Çarşamba

Yoga - 1

BİRİNCİ BÖLÜM

a) Beden ve Akıl Sağlığı:
Eksiksiz bir sağlık zamanımızda çok enderdir. Vücut sağlamlığı sağlığın yanlızca bir yönüdür. Vücut sağlamlığına bir de dimağ zindeliğini eklemek gerekir. İnsanlar genelde sistem iflas edince hastalığını anlar ve bir hekime koşarlar. Aslında hastalığın kökünü kazımak için bir şeyler yapmak lazım. Yoga doğuda bunu gerçekleştirmek için bir yol olmuştur.
Yoga ile uğraşanlar isteğe göre nerede ve ne zaman olursa olsun tıpkı akümülatörlerin doldurulması gibi yıpranmış sinirlerini kuvvetlendirerek gerilmiş adalelerini gevşetmeyi öğrenirler. Aslında insanoğlunun vücudu 175 yıl yaşayacak biçimde yaratılmıştır. Ama biz bundan çok uzakta bulunmaktayız.
Atom çağını yaşayan dünyada ruh ve bedenin birbirine bağlılığı daha yeni telaffuz edilmeye başlandı ruhu yıkan şeylerin bedeni de yıktığı yeni keşfedilmeye başlandığı. Ruhun sıhhati bedenin de sıhhati demektir. Eğer beyniniz ağırlaşmış ise vücudunuz da ağır ve tembel durumda kalacaktır.
Yoga kişiyi düşünce otomatizminde kurtarıp kişilik bağımsızlığının gelişmesini hedefler. Çevremizi kuşatan karmaşa içinde şaşkına dönmememiz için yol gösterip çekip kurtarmayı hedefler. Kişinin iç dünyasını tanımasını parmağını kontrol eder gibi iradeyi de kontrol edebilmeyi öğretir. Çekingenliklerde, komplekslerden kurtulmayı öğretir. Hiç bir din yoganın kural ve düzenleriyle ters düşmez.
"İbadet nedir? İbadet sonsuz derecedeki ruhsal amacından başkaca, genellikle hareketsiz kalmayı gerektiren bedensel ve zihinsel dinlenme ve beynin her türlü başka fikrilere kapalı kaldığı süre için de yalnız Allah (cc) üzerinde düşünce toplama değil midir? Vücudu belirli zamanlarda zorunlu bir dinlenmeye yükümlü kılan oruç da böyle değil mi?"

b) Prana ve Akışkan Beden:
Batılılar ancak gördüklerine inanırlar. O halde kendi kendine yeten bir bütün meydana getirmek için doğa tarafından istenilen düzen içinde olarak bedenimizin hücreleri arasındaki birleşmeyi sağlayan nedir? Bu rol varlığımızın iç kısmına etki etmek üzere dışarıdan aldığımız doğu biliminin Prana adı verdiği bir yüce özgüdür. Bir yogi pranayı şöyle tarif eder: " Sonsuz, her yerde hazır ve nazır olan evren gücünün bir belirtisi."
Bilim adamları atmosferde bütün canlıların yaşaması için gerekli olan bir gazın varlığını keşfediyorlar. Arone ismi verilen Ozon gazının bir izotopu. Dr. Curry bu gazın insanların hayatını düzenlediğini ve kaybolması halinde yeryüzünde bütün insanların yıkılacağı sonucunu çıkarmıştır. Yoga beyni ve bedeni besleyen "Plus X Solunumu" üzerinde durur. Prana solunumu basit bir solunum değildir. Aslında prana, bütün biçimleriyle belki de elektrik kaynağıdır. Yogiler prananın polarize olduğunu yani (+) ve (-) prananın olduğunu söylerler. Pozitif prana sağ burun deliğinden, negatif prana da sol burun deliğinden solunmaktadır. Bu anlatıma belki de gülenler çıkmıştır. Ama 1905’te California Tıp Kolejinde insan akciğerinin elektrik akımı yaydığını bulmuştur. Solunum yoluyla havadan alınan pranayı maddi beden kullanmamaktadır. Bu prana, yogilerin "Akışkan beden" dedikleri varlığımızı yani biçimimizi yaşamsal enerjiyle beslemektedir.
Akışkan beden normal olarak gözle görülmez olmasına rağmen o da beslenmektedir. Nafakası yediğimiz besinlerden oluşup Apana denilen bir tür Pranadan almaktadır. Apana yediğimiz hayvanlardan bitkilerden oluşmuş akışkan beden olan alt Pranadır. Akışkan bedene iyi veya kötü etki eden her şey maddi bedene de etki eder. Nezle, burun etleri ya da yapısal bozukluklarda burun deliğinizden bir diğerinden daha geniş şekilde soluk alırsanız akışkan nedenlerden voltaj düşer, rahatsızlık harekete geçer.
Sol burun deliğinden yeterli soluk alamama erken ihtiyarlamaya yol açar.

c) Solunum:
Solunum burundan yapılmalıdır. Burundan yeterli solunum alamama sinirlilik doğurur. Ağızdan soluk almada boğaz kurur, hava filtre edilemez ve insana hastalıkların pençesine atar. İnsanın havaya gereksinimi sudan, besinden, uykudan daha fazladır.  Batılı için soluk alma yeterlidir. Oksijenin noksanlığı fazla alkol almanın ortaya çıkardığı duruma oldukça benzer.
Her soluk alışta ciğerleri daha fazla doldurmak gerekir. Dinamik solunum günlük randımanı artırır. İnsan günde 22000 kere soluk alır. Soluk almayla kan dolaşımına oksijen sağlanır; nefes vermeyle kan karbonik asitten temizlenir. Dinamik solunum enfeksiyona karşı dayanıklılığı artırır. Solunumu kontrol etmek doğaldır. Kısa mesafe koşucuları (100m.) dinamik solunumu kullanırlar. Mesela Cesi Owens 100m. koşusunda depar atarken soluğunu tutmuş ve rekorlar kırmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder