30 Kasım 2010 Salı

Mezopotamya Uygarlıkları



Ortadoğu bölgesinde Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölgeye mezopotamya denilir. Tarihte bu bölge medeniyetin beşiği olarak kabul edilir. İklim şartlarının elverişli olması ve buna bağlı tarım olanakları nedeni ile pek çok uygarlık bu bölgede gelişmiştir. Sümer, Babil ve Asurlar bu bölgenin büyük uygarlıklarıdır.






Sümerler ; Sümerler, Asya kökenli bir uygarlıktır. MÖ. 3.500 yılında Mezopotamya’ya yerleşmişler ve medeniyet açısından çok ileri bir toplum oldular. Hatta pek çok mezopotamya uygarlığı Sümerlerin etkisinde kalmıştır. Ur, Uruk, Kiş, Eridu, Umma, Lagas önemli şehirleridir. Kent devletleri olarak yaşamışlardır. Yani, her kentin ayrı bir irade ve yönetim şekli vardır. MÖ:2350 yılında, Akatlar, Sümerleri egemenlikleri altına almıştır.


Sümer Dili ve Yazısı





Dünya üzerinde, ilk yazıyı MÖ.3300’lü yıllarda Sümerler bulmuştur. İlk olarak resimsel bir anlatım, daha sonra çivi yazısına dönmüştür. Bu yazı türü daha sonraları, mısırda hiyeroglif yazısına ilham kaynağı olmuştur.  Hindistan, Çinliler derken tüm yazıların atası Sümer yazısıdır.
Sümerler, yazıyı bulduktan sonra Gılgameş destanı gibi büyük bir esere imza atmışlardır. Gılgameş destanı, dünya üzerindeki ilk edebiyat, şiir örneklerindendir. Sümerler, Mezopotamyada büyük bir medeniyet kurmuşlardır. Ulaştıkları gelişmiş medeniyet ile hukuk, mimari, edebiyat alanında çok ileriye gitmişlerdir. Daha sonra hititler, Samiler ve Turaniler bu medeniyetin izlerini taşımışlardır.  Kil tabletlerindeki yazılar incelendiğinde, ari bir dil olarak kabul edilmiştir. Fakat, sümer ve elam dilleri Türkçe ile inanılmaz benzerlikler göstermektedir. Bütün dünya ansiklopedilerini incelediğinizde, Sümerce için yerli bir dil derler. Yerli ve yalıtık yani içine kapalı, izole bir dil olduğundan bahsederler. Sümerce içinde kullanılan cümle ve cümle yapıları, aslında Türkçe ile benzerlik içindedir. Sümer dilini bütün araştırmacılar, Hint ve Sami dilleri ile karşılaştırmışlardır. Ural Altay dilleri ile karşılaştırmanın hiç kimsenin aklına gelmemesinin sebebi, MÖ:3000 yıllarında Mezopotamya’da bir Türk topluluğunun olduğuna inanılmamasıdır. Tarih kitaplarımızda Türk’lerin Malazgirt savaşı ile Anadolu’ya 1071 yılında girdiği yazılmaktadır. Hece yapısı ve sözcüklerde olan benzerlik, iki dilin aynı kökten olduğunu ispatlamaktadır. Örneğin, adda-ata, aga-ağa, kıya-kıyı, es-esmek, gisko-şişko, uiku-uyku, sag-sağ, mesu-meşe, ka-kan, ib-ip, gim-kim, odun-odun, ir-er gibi örnekleyebiliriz. Sümer dili, Türk kökenli bir dildir.  Sümer yazısı, resimsel şekiller ile başlamış, zaman içinde çivi yazısına dönmüştür.
Sümerlerin yarattığı bu ari dil, dünya uygarlıklarına öncülük yapmıştır. Bu nedenle, dünya’da önemi çok büyüktür. Araştırmalar halen sürse de, kökeni bulunmayan bu dil, Türkçemize benzerliği ile şaşırtmaktadır.




Asurlular; Suriye, Filistin ve Mısır’ı topraklarına katarak büyük bir imparatorluk kurdular. Anadolu ile Mezopotamya arasında ticaret yolunu kurdular. Özellikle Kayseri’de bir ticaret şehri inşaa ettiler. MÖ.612 yılında Medler ve Babillerin kurduğu savaşta yenildiler ve Asur imparatorluğu tarihten silindi.





Babilliler ; Babilliler, Hammurabi zamanında çok ileri bir medeniyet oldular. Hammurabi, Sümerliler ve Akatların kanunlarını revize ederek Hammurabi kanunlarını yürürlüğe koymuştur. MÖ.1800′lü yıllarda Hititliler tarafından ele geçirildiler. Kurulan 2. Babil hükümdarlığı, yıllarca Asurluların egemenliğinde kaldı. Medler ile birleşerek, özgürlüklerini kazansalar da, MÖ.539 yılında Persler tarafından tarihten silindiler.




Akatlar ; MÖ. 4000 yılında Arabistan’dan gelerek, Fırat ırmağının yakınlarına yerleştiler. MÖ:2350 yılında Sümer egemenliğine son vererek Akad Krallığını kurdular. MÖ. 2150 yılında Gutiler, Akad imparatorluğunu yıktılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder