5 Kasım 2010 Cuma

Yılancık Taşı ve Gizemi


Yılancık taşı, doğal olarak sarı, beyaz, mavi kahverengi renkleri içeriyor. alt kısmı genellikle beyaz renk. ve spiral şeklindedir. Yapay değildir, doğaldır. Özellikle şifa için kullanılmaktadır, ancak kişisel olarak takı (kolye yüzük vs.) da yapılabiliyor bu taşlar Türkiye’de olmayan çok özel nadide taşlardır.
Taş olarak adlandırılması fosilimsi taşa benzemesi nedeniyledir. Ancak şu özelliklerinden dolayı taş değildirler, canlı organik bir nesnedir, (inci gibi);
- Ölümlü olması: ( aşırı sıcak veya aşırı soğukta uzun süre kalırsa, uzun sure açıkta kalırsa kırılıp parçalanırsa, ölme ihtimalleri çok yüksektir.)
- Beslenmesi: (un,tuz şeker gibi karışımlar içerisinde saklanıyor belirli aralıklarla (6 ay-1yıl) değiştiriliyor. Değişim esnasında karışımın azaldığını gözlemleyebilirsiniz)
- Hareket etmesi: (açıkta bırakıldıkları zaman kaybolması gibi, veya bırakılan yerden başka bir yerde bulunması gibi)
- Yapışması : ( şifa vereceği bölgeye yapışmaktadır, vücuttaki negatif enerjiyi alarak, pozitif enerji yükler ve hastalığa şifa vesilesi olmaktadır.)
- Yavrulaması: ( İlkbahar ve sonbahar da doğurdukları söylenir,doğurganlık özelliğine şahsen şahit değilim ancak verdiğimiz bazı kişiler yavru aldıklarını bildirmişlerdir.
- Cinsiyetli olması ( Erkek ve dişisi vardır. Büyük taşlarda bu özellik daha belirgindir.)
En önemli özelliği doktorların çözüm bulamadığı hastalıklar ve ağrılar için şifa vesilesi özelliğinin olmasıdır. Üzerinde taşıyan kişilere nazar,buyu vs. etki etmemekte olduğu ve bereket kattığı söylenmektedir.
Iran, Sudan, Hindistan ve Endonezya da çocukların nazar, büyü, gibi şeylerden korumak için üzerinde bulunduruyorlar. Bazı ülkelerde bereket için tahıl kabına bırakıyorlar.
Son zamanlarda değişik maksatlarda ve farklı tedavi ve terapi merkezlerinde kullanıldığını biliyoruz bazıları;
Özel biyoenerji tedavi merkezleri, güzellik, masaj, spa terapi merkezleri, form kilo kontrol merkezi, alternatif tıp teşhis tedavi merkezleri Reiki Merkezleri, Hacamat uygulama merkezleri.
Eski uygarlıklarda tılsım, sihir, nazar için kullanıldığı bazı kaynaklarda belirtilmektedir. 1272tarihli “Hayatul Hayavan” adlı kitapta bu taştan da bahsedilmektedir.

DOĞURGANLIĞI

Büyük boylarda erkek ve dişi farklı şekillerde olduğundan yan yana koyulduğunda fark belirgindir, Orta ve küçük boylarda alt kısımlarında belirgin spiral çizgiler çok ise erkektir. Bu spiral çizgiler az ise dişidir. Küçük olanlar gençtirler. Yaşlandıkça boyutları da büyür ancak devasa boyutlarda olmaz. Büyümeleri çok yavaş olduğundan gelişimini gözlemlemek çok zordur. Yılın Mart-Nisan veya Ekim-Kasım aylarında doğurdukları söylenmektedir. Ancak ben gözlemlemediğim için şahit değilim.





 YAŞAMI VE ÖLÜMÜ

Doğduklarında sarı beyaz ve pembemsi olan bu taşlar şifa için kullanıldıkça zamanla negatif enerji veya hastalığı aldıktan sonra ve yaşlandıkça renkleri değişmeye başlar.  Bu kısa sürede olacak bir şey değildir. Renk değişimi çok uzun yıllar kullanımdan sonra oluşmaktadır. Ancak doğal olarak ta koyu renkli taşlar mevcuttur. Enerjisi olan taşlar canlı bir görüntüde ve parlaktırlar.

Uzun yıllar beslenmeden ve güneş ışığında veya aşırı soğukta bekletilirse bu taşlar ani bir şekilde renk değişimine uğrarlar. Renkler solgun bir hal alır ve matlaşırlar, Bu durumda taşlar enerjisini ve özelliklerini kaybederler ve sertleştiğinin farkına vardığımızda ömürlerinin bittiğini ve öldüğünü anlarız. Yaşarken çok sert olmayan bu taşlar öldüklerinde ise çok sert bir hal alırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder