18 Eylül 2010 Cumartesi

Ölü Deniz Yazmaları

Bilinen ve bulunan en eski dinsel yazılar 

İnsanlık tarihi dinsel inançlar yönünden incelendiğinde, kutsal din metinlerinin azlığı dikkat çeker ve hatta eldeki örneklerin gerçekliği ve değiştirilmediği tartışma konusudur. Kuranı Kerim dışında bu tartışma yüzyıllardır sürmektedir. 1947´de bir çoban tarafından bulunan Ölü Deniz yazmaları ikibin yıllıktır ve Orta Doğu din tarihinin en eski belgeleridirler. Ama asıl önemli olan bu yazmaların, din tarihini ve güncel inançları değiştirebilecek içerikte olduğu iddialarıdır. 

1947 yılında, Filistin´deki Ölü Deniz´in kuzeybatı kıyısındaki Qumran Vadisi´nde keçilerini otlatan Tamirahlı Muhammed Ad-Dib adlı çoban çocuk, kaybolan keçisini bulmak için kayaların arasında dolaşırken, bir mağara girişiyle karşılaştı. Korka korka içeri girdiğinde, ağzı kapalı bir çömlekle karşılaştı. Muhammed bir taşla çömleği kırdı ama korkmuştu, öylece bırakıp kaçtı, ertesi gün bir arkadaşını yanına alarak tekrar mağaraya döndü, daha içerde başka çömlekler vardı. Ne bulduğunu bilmeyen ve çömlekleri içinde hazine bulma umuduyla kıran Muhammed´in buluşu, aslında yüzyılın en önemli buluşuydu. Genç çoban, 2000 yıl öncesinde yazılan "Ölü Deniz Belgeleri"ni bulmuştu. Daha sonraları araştırmacılar, yakındaki mağaralarda başka çömlekler de buldular. Karbon 14 deneyleri, belgelerin en azından 1900 yıllık olduğunu kanıtlıyor; buna karşın Tevrat´ın bilinen en eski kopyası ancak 1000 yıl öncesine aittir. İlk keşif Bedeviler tarafından 7 yazıtın bulunmasıydı ve bir araştırma başlatıldı. Bu araştırma yaklaşık on yıl sonra sona erdi. Ve sonunda 11 mağarada yine küplerin içinde yüzlerce parçalanmış yazıt bulundu. Aynı yıllarda arkeologlar mağaralara yakın bir yerleşim merkezini araştırıyorlardı. Qumran harabelerini kazılar sonucunda ortaya çıkardılar, Ölü Deniz ve

mağaraların bulunduğu dağların arasındaki kıraç toprakların üzerindeki karmaşık oluşumları ortaya çıkarırken, yazıtları yazanları tanımlamada yardımcı oldular. Araştırmalardan kısa bir süre sonra Karbon 14 testi aracılığı ile eski yazıtlarla ve dilbilim ile ilgili kanıtlar oluşturuldu ve Qumran harabelerinde elde edilen bilgilerle karşılaştırılarak, yazıtların M.Ö. 3. Yüzyıl ile M.S. 68 yılları arasında yazıldığı ortaya çıkarıldı. Kutsal bir içeriğe sahip olan yazıtlar İsrail´de Nasıra tanrısının yaşadığı eski İkinci Tapınak zamanından geliyordu ve diğer kutsal kitaplardan yaklaşık 1000 yıl daha eskiydiler. Yarım yüzyıl önceki araştırmalar bu yana yazıtlar ve bu eski yerleşim merkezi bilimsel ve toplumsal ilginin odağı oldular. Bunun yanı sıra bu yerleşim merkezi tartışmalara da neden oldu. Bu yazıtlar neden mağaralarda saklanıyordu? Yazıtları oraya kim koymuştu? Qumran´da kimler yaşıyordu? Yazıtları burada yaşayanlar mı yazmıştı? Bu mağaralarda mı yaşıyorlardı? Yazıtlar Hristiyanlık ve Musevilik için ne anlam taşıyordu? 




Ölü Deniz 


Ölü Deniz, Kudüs´ten yaklaşık 15 mil batıda, İsrail ve Ürdün arasında bulunmaktadır. Çok derin ve tuzlu olan Ölü Deniz, su rezervini bir çok küçük dereden, akarsudan ve Ürdün ırmağından sağlamaktadır. Deniz seviyesinden alçak olması nedeniyle ve derin bir havzaya sahip olduğundan, Ölü Deniz ve çevresinin iklimi alışılmışın dışındadır. Yüksek buharlaşma çoğu zaman yoğun bir sis oluşturur. Atmosferik nem düşük, denize yakın alanlar çok kurudur. Böylece Ölü Deniz, yazıtları veya benzerleri bir çok materyalin yüzyıllarca bozulmadan kalması için korunması için çok elverişlidir. Kutsal Kitapta da tarif edildiği gibi Peygamber İbrahim döneminde bir deprem olduğu, arkeolojik ve tarihsel araştırmalarla da doğrulanmıştır. (Zeboim, Admah, Bela, Sodom ve Gomore kentleri) Bu beş şehrin varlığına dair hiç bir kanıt olmasa da şehir kalıntılarının Ölü Deniz´in güney bitiminde sular altında kaldığına inanılıyor. 



Qumran Kütüphanesi
Parçalanmış ama orjinalliğini koruyan yazıtlar, Qumran civarlarında bulundu ve M.Ö. 3. Yüzyıl ile M.S. 68 yılları arasında yaşayan Musevilere ait dökümanlara Qumran kütüphanesinde de rastlandı. Hiç kuşkusuz 20. Yüzyıl´ın en büyük tarihi metinlerini içeren bu kütüphane Musevi halkının 2. Tapınak Zamanı´nındaki edebi düzeyini göstermiş ve tüm Hristiyanlığa ve Museviliğe yüzyıllar içerisinde dağılmıştır. Kütüphane bir çok yazma kopyayı, bazı kitapları ya da çalışmaları içermektedir. Diğerleri ise parşömen kağıtlarının ufak parçaları şeklindedir. Binlerce parçalanmış yazıt parçası vardır. Gösterilen bir çok farklı derleme hemen hemen bin yıllıktır ve üç farklı dilde yazılmıştır; İbranice, Aramice ve Yunanca. Yazıtlarla ilgili üç yaklaşım vardır; 1. Yazıtlar Kutsal kitaba aittirler. Çünkü metinler İbraniler´in kutsal kitaplarında bulunmaktadır. Kutsal kitabın tüm kitapları, Esther bölümü hariç olmak üzere Ölü Deniz yazıtlarında da yer almaktadır. 2. Yazıtlar uydurma ya da sahtedirler. Çünkü Kutsal Kitabın bazı kurallarını hiçe sayan bölümler vardır. 3. Bir mezhebe aittirler. Çünkü yazıtlar dindar bir söyleşiyi anlatıyorlar ve Kutsal Kitaba ait yorumları, Vahiy´e ait görüşleri, ayinsel çalışmaları ve kanunları içeriyorlar. Mezhebe ait yazıtları yazan Essenerler´in arasında (Milat öncesi ve sonrasında Filistin´de yaşayan militan Musevi tarikatı mensupları) din bilginleri de vardı. Ama bu bilginlerin oluşturduğu din kültürünün veya bir mezhebin tüm materyallerini oluşturduğunu destekleyen çok az bir kanıt bulunmaktadır. Metinlerin ne kutsal kitaba, ne uydurmalara, ne de mezheplere ait olduğuna inanmayan bilginler ise, yazıtların dördüncü bir kategoriye ait olduğuna inanıyorlardı... 



Qumran Kütüphanesi´nden yazıt parçaları 
* İlahiler; 

* Muskalar;

* Toplumsal kurallar; 

* Takvimsel dokümanlar;

* Bazı Tevrat kuralları;

* Enoch Hanokh yorumları; 

* Hosea kanunları;

* Dualar; 

* Leviticus Va- Yikrah yorumları;

* Kurban günü şarkıları;

* Şam dökümanları; 

* Milhamah´ın savaş kanunları;




2.000 yıl sonra
Ölü Deniz´i çevreleyen kıraç tepelerdeki mağaraların içine yazıtların saklanmasıyla, 1947´de bunların bulunması arasında yaklaşık 2000 yıl vardır. Kutsal Kitap´la ilgili en geniş ve en eski metinler oldukları, 20 yüzyıldır korundukları ve bir raslantı sonucunda Bedevi çobanlar tarafından bulundukları için gerçekten dikkate değer birer arkeolojik bulgudurlar. Yazıtların keşfedilmesinden beri, Ölü Deniz yazıtları halkın ilgi odağı ve ilmin konusu olumştur. Bilimadamlarına göre bu yazıtlar, Kutsal Kitap sonrası zamanı araştırmak ve en büyük iki dini incelemek için çok kıymetli kaynaklardır. Halk ise bu yazıtların gizemli birer sanat eseri olduğunu düşünüyor. Yazıtlara olan ilgi son zamanlarda daha da arttı. Medyanın takibi, yazıtların anlamı ve Qumran harabeleri üzerinde fikir ayrılıkları yaratıldı. Merak ve gizem gittikçe artıyor. Yazıtlar, 2. Tapınağın kütüphanesinden mi yoksa başka kütüphanelerden mi geldi? Bozulmamaları için Romalılar tarafından mı saklandı? Qumran harabeleri, Kudüslüler için kışlık bir sığınak mıydı? Ya da Qumran bir Roma kalesi miydi? Yoksa Qumran, Musevi tarikatlar için bir manastır, bir dergah mıydı? Bazı yorumlar sonucunda, son yüzyıldaki Musevilik inançlarıyla ilgili görüşlerimizi gözden geçirmemiz mi gerekiyor? Ölü Deniz yazıtları başka gizli hazinelere giden bir ipucu mu? Yoksa Savaş kurallarıyla ilgili yazıtları bize bir şey mi anlatmak istiyorlar? 1980´lerden beri yazıtlar hakkında fazla spekülasyon yapılmadığından uzun zaman incelenmeleri için fırsat doğdu. Bilim adamları tarafından yürütülen Kutsal kitaba ait arkeolojik incelemelerin sonunda bir çok önemli sonuç elde edildi. 1988´den sonra İsrail´de yazıtlarla ilgili araştırmalar için yeni atamalar yapıldı. 1992´ye kadar bir çok bilimadamı çalışmaya dahil edildi. 1991 yılında Kutsal Kitaba ait bilgisayarlarla oluşturulmuş fotoğraflar ve yazıt incelemeleri özel bir arkeoloji grubu tarafından yayınlandı. Aynı yılın sonlarında, California´nın Huntington Kütüphanesi bünyesinde bulunan yazıtları ve kopyalarını kullanılır bir hale getirdi. Kısacası, İsrail´deki araştırma grubu yazıtların incelenmesindeki detayların tamamlandığını resmen açıkladı. 



Musevilik, Hıristiyanlık ve Ölü Deniz yazıtları 
Ölü Deniz yazıtları bir dizi döküman içermektedir ve Museviliğin tarihsel çalkantılarına ve kritik dönemlerine açılan bir pencere gibidirler. Josephus (Hz. Yusuf) tarafından aynı olduğu belirtilen üç dini tarikata ilave olarak (Farisiler, Seduciler ve Essenerler gibi Musevi tarikatları) Musevilik, politik partilere ve bir çok dini mezhebe ayrılmıştır. M.S. 70 yılında Süleyman Tapınağı´nın yıkılmasıyla herşey sona erdi. Sadece Farisi-Rabbi (İbrani) Museviliği günümüze ulaştı. Qumran literatüründe sözü geçen geçit, Musevilik´tir. Kutsal Kitapta tarif edildiği gibi İsrail dini Mishnahída´da (3. Yüzyıl Museviliğine ait hukuk kurallarının derlenmesi ve modern Musevi kaidelerini oluşturan gelenekler) açıklandığı gibi hahamların Museviliğine göre hareket edilmektedir. Yeni Ahit´te yani İncil´de anlatılan olaylara kadar uzanan Ölü Deniz yazıtları, Hristiyanlığın Musevi zeminin anlamamız için mükemmel bir kaynaktır. Bilimadamları, Qumran edebiyatında belirtilenler ile, ilk Hristiyanlık devri arasındaki inanç ve uygulama benzerliklerine işaret ediyorlar. Bu paralelliklerin içinde vaftiz ayinleri, geleneksel yemekler ve mal bölüşümü yer alıyor. En ilginç benzerlik ise yapısal organizasyon arasındaki paralellik. Qumran´daki mezhepler kendilerini 12 başkanın temsil ettiği 12 gruba ayırmışlar. Bu ayrım kilisenin ilk zamanlarına benziyor. O dönemlerde kilisede 12 havari ve 12 İsrail kabilesini yönetmek için tahta geçme inancı vardı. Bir çok bilim adamı, Qumran edebiyatı ve ilk dönem Hristiyanlığının Musevilikíten etkilendiğini düşünüyorlar hatta artık kabul ediyorlar fakat bu etki bugün net bir şekilde yansımıyor. 



Sonuç
Ölü Deniz Yazıtları, hemen hemen elli yıldan beri ilginin ve merakın odağı olmuştur. Bugün, bilginler bu yazıtların önemli olduğu konusunda uyuşmuşlardır fakat yazıtları yazanlar üzerinde anlaşamamışlardır. Bilginler, yazıtların belirli paragrafları üzerinde tartışmaktadırlar ve hala Musevilik ve Hristiyanlık üzerindeki etkileri kabul etmektedirler. Tüm dünyaya göre yazıtlar, yüceliğin ruhuna sahiptirler. Ama ciddi din bilimciler arasında uyuşmazlığklar vardır. Yazıtlar yaşamın gizemlerini cevaplarken gelecek hakkında kehanetlerde bulunurlar. Ölü Deniz Yazıtlarını kim yazmıştı? Qumran Kütüpqhanesi nasıl bu hale gelmişti? Yazıtlar kimindi? Neden bu yazıtlar mağaralarda saklanmıştı? Bugün, uzmanlarla birlikte tüm dünya bilginleri yeni kurtarılmış yazıt metinleri hakkında düşünmektedirler ve çözüm şüphesiz bulunacaktır. Fakat çözüm bazı soruları da yanında getirecektir. Çünkü Ölü Deniz Yazmaları´nın temelinde iki dinin yani Museviliğin ve Hıristiyanlığın bütünlüğü ve ayrılmazlığı düşüncesi vardır. Bir diğer iddia, kanıtlanmış olmasa da İsa´nın sanılan bir kişilik olmadığı doğrultusundadır hatta kulislerde geçen söylentilere göre, Hıristiyanlığı temelden değiştirecek sonuçlara ulaşılmıştır yani İsa Hıristiyanlık´la ilgili değildir aksine bir Essener yani Musevi tarikatçısıdır. Yakın gelecek dinleri yeniden yapılandıracak ve gerçek özüne döndürecek gibi gözüküyor ve galiba o zaman geldiğinde dünya daha huzurlu ve mutlu olacak. 



Şam Dökümanları 
Parşömen Kağıtlar, Milattan önceki ilk yüzyılın sonlarında kopyalanmışlar. Şam Dökümanları mezhep topluluklarının, kurallarının ve uygulamalarının anlatıldığı bir kitaptır. Başlıca iki temeli vardır. İlki Filistin´den Şam´a kaçan musevilerin yemin ederek meclise yalvarışlarına karşı verilen öğütleri içeriyor. İkinci listede ise, yemin ve lanetlerle uğraşanların, yöneticilerin, şahit ve yargıçların, suyun dağıtımıyla ilgilenenlerin uyması gereken kurallarla; dini tatil günleri ve ayinler hakkında uyulması gerekenler yer alıyor. 1896´da, Solomon Schechter, Şam Dökümanları´nın farklı bir versiyonu olduğu anlaşılan bazı mezhep yazıları keşfettiler. Schechter bunları, Qumran yazıtlarından 50 yıl önce Kahire´deki bir sinegogun alt katında buldu. Bu buluş modern kitabe ve yazıt biliminin ilk adımı sayılabilir. Şam Dökümanları´ndan bazı örnekler; 



3- ... ve Tanrı onu günahlarından azat mı etti? ve kimseyi nefretle başbaşa bırakma. 

5- ... komşularına birşey verirken ya da onlardan birşey alırken kimseyi bir başka mal ile aldatma, bu bir uyarıdır. 

6-... bildiği herşey bulduğudur... 

8- ... eğer bir adam kızını bir başkasına verecekse, evlenene kadar kızın tüm kusurları diğer erkeğe kapalıdır. 

9- Söylenen odur ki, yoldan çıkmaması için kör olması iyidir. Dahası kızını uygun olmayan birine vermemeli. 

11- Hiç bir erkek bakire olmayan bir kadını kutsal yere getirmemelidir. Hele hele babasının evindeyken ya da dul iken cinsel ilişkiye girmiş bir kadın kabul edilemez. 

12- Eğer bir kadın bakireyken kötü bir ün almışsa, 

13- hiç bir erkek onu almamalıdır. Fakat bu konuda bilgisi olan bir kadın tarafından muayene edilirse ya da ona kefil olan biri bulunursa... 

14- onu alabilir. Fakat onunla evlendiğinde,

15- ona adil davranmalıdır ve hiç bir şey söylememeli... 



Enoch Yazmaları
2. Tapınak döneminin en önemli İbranice metni Enoch´tur. Kutsal kitabın öykü bölümlerine göre Bilge Enoch 365 yıl yaşamıştır (Aşağı yukarı, Tufan öncesindeki ilk atalar döneminde). Enoch, Tanrı ile yürüdü sonra Tanrı´nın gözünde hiç bir değeri kalmadı. Bu yazıtın orjinal dili, tıpkı diğerleri gibi, Aramice yani ilk Sami dillerindendir. Orjinali tarih içinde kaybolmuş olsa da Yunanca tercümelerinin bir kısmı Mısır´da bulundu ve kilise rahiplerince aktarıldı. Qumran harabelerinde bulunan yazıt, orjinal Arami dilinin incelenmesine önemli katkıda bulunmuştur. Burada bulunan yazıt parçaları göstermiştir ki, değişmez doğa Tanrı´nın isteğini takip eder. Enochíun kitabı tutucu dincilere göre sahte bir çalışmadır (Oysa bu metinlerin Kutsal Kitaba ait olduğu söylentileri var). Enoch´un kitabı Musevi ve bir çok Hıristiyan mezhebi tarafından kabul edilmez. Ama bir mezhep tarafından oluşturulduğu kesindir. Orjinal Arami versiyonu, Ölü Deniz yazıtları bulunana kadar kayıptı. Enoch Kitabı´ndan dan bazı örnekler; 



12- ... Fakat sizler işlerinizi değiştirdiniz. 

13- Fakat siz bunu Tanrı´nın emirlerine göre değil, O´na karşı çıkarak yaptınız ve pis ağızlarınızla terbiyesiz sözler sarfettiniz. 

14- Kalbiniz küflenmiş olduğundan O´nun gücüne karşı çıktınız. Hiç bir zaman barışa ulaşamayacaksınız. Liderler ve diğerleri herşeyi kendileri için aldılar. Herkes birbirinin karısıyla gayrimeşru ilişkilere girdi. 

15- Ve onlara büyücülük öğretildi. Kökler kesilerek çeşitli bitkilerle büyüler yapıldı. 

16- Bu büyülerden hamile kaldılar ve binlerce metre yüksekliğinde dev ağaçlar ortaya çıktı. 






Leviticus Parşömeni
Bu yazıt, Tamireh Bedevi grubu 11. mağarayı araştırırken 1956´da bulundu. 14 yıl sonra İsrail Müzesi´nde gösterildi. Gösterilen kısım Leviticus´un son bölümlerinden alınmış parçalardı. Bu yazıttta kurban adamanın, taziyenin ve kutsallığın kanunları yer alıyordu. Buradaki bölümler orijinal yazıtın son altı bölümündeki en önemli parçaydı. Leviticus yazıtlarının genel yazılışı sola doğrudur. Tecrübeli, hızlı ve ritmik bir el yazısı kullanılmıştır. Metin, koyun derisinin tüyleri Çıkarılmış yüzünde yazılmıştır. Leviticus Parşömeni´nden bazı örnekler; 


1- Tarlanızın kenarlarını ya da topladığınız ve bir araya getirdiğiniz ürünlerinizi yabancıya ya da fakirlere vermelisiniz. Ben Tanrı´yım,

2- Sizin Tanrı´nız.

3- Tanrı, Musa íle konuştu ve şöyle söyledi; İsrail halkıyla konuş:

5- Kendi işlerinizde çalışmayacaksınız ve isteğinizi ateş vasıtasıyla Tanrı´ya ileteceksiniz.

6- Tanrı, Musa íle konuştu ve şöyle söyledi; 7. ayın onuncu günü, 

7- özür dileme günüdür. Bu senin için kutsal bir durumdur: Bazı şeylerden feragat etmelisin ve isteğini Tanrı´ya sunmalısın. 

8- Günü baştan başa çalışarak geçirmemelisin.

9- O gün özür dileme günüdür. Tanrı, sizin yanınızda olacak. 



Tefullin muskası



"Ve senin ellerinde bir işaret olacak, ve onu gözlerinizin arasına alın" Bu emir Yahudiler tarafından ilk zamanlarda uygulanıyordu. 2. Tapınak döneminde bilgeler tarafından, parşömen kağıdına yazılmış dört paragraf içeren Tefullin siyah deriden yapılmış kutu gibi kapların içine yerleştirilmişti. Muskalardan biri sol kolda, diğerleri ise alında gösteriliyordu. Bunlar eldeki işaret ve alındaki sembol şeklide kudretli bir el ile "Tanrı bizi Mısırídan koruyacak" anlamına geliyordu. Muska´dan bazı örnekler; 



1- (1) Ve konuştu

2- Tanrı

3- Musa íle

4- şöyle dedi;

10- Bugünü hatırla,

11- gittiğin (özgür kaldığın)

10- Mısır´dan, köle evinden,

11- kudretli bir elle

12- Tanrı orada sizi özgür bıraktı;

13- Bugün hamurlaşmamış ekmek yenir. 





Kurban gününün şarkılarıSebt Kurban günü Şarkıları, 13 ayrı bölümlerin meydana getirdiği ayinle ilgili bir çalışmadır. Değişik şarkı başlıkları güneş takvimini yansıtır. Şarkılar, diğer Qumran Çalışmalarına çok benzemektedirler. Sekiz eser metni Qumran´da Mağara 4´de ve bir tanesi de Mağara 11´de bulundu. Bunların Herodian döneme ait olduğu düşünülüyor. İlahilerden bazı örnekler; 


30- ...ayın 16. gününde. Yükseklerin Tanrı´sına şükredin.

32- O, siz tüm tanrısal varlık şükranlarının liderisiniz. Tanrı´ya güzel ve takdire layık şekilde şükredin. 

33- Çünkü şükranın yüceliği O´nun ülkesinin övgüsüdür. Ve O´nun yüce cennete olan yüceliği sizin gururlu çıkışınızın tanrısallığıdır,

34- ve O´nun şerefli ilahi vasfı bütün yükseklerin üstündedir. Cennetin yüksekliğinin Tanrı´sıdır ve tüm ölümsüz divanın kralının Kral´ıdır.

35- (O´nun bilgisinin amacı) ağzından çıkan sözler varlıklara (tüm yüksek meleklere); dudaklarındaki ifade tüm ölümsüz ruhlara; bilgisinin amacıyla garanti altında olan ve O´na inanan tüm insanlara gider. 

36- Neşeyle şarkı söyle, harikulade ilahi varlıklar arasında sevinçle O´nun bilgisi içerisinde sen de sevin. Ve bilgi ile şarkı söyleyen herkesin dili ile O´nun şerefine şarkı söyle; ve O´nun için şarkı söyleyen herkesin ağzı ile O´nun muhteşem şarkısını söyle.

37- O, sonsuza kadar bilgiye sevinen herkesin Tanrı´sıdır ve anlayışı tüm ruhlara hükmeder.



Savaş Kuralı 
Bu altı parça parşömen yazıt, M.S. ilk yüzyılın ilk yarısında Herodian elyazısıyla yazılmıştır. Metnin kopyası ve çevirisi öldürülen İsa yorumunu desteklediğini gösterir ve galip gelen İsa´yı ima eder. Eylül 1992´de, Time dergisi Savaş Kuralı hakkında bir makale yayımladı. İsevi metin bir kurtarıcı ile ilgili geleneksel Musevi görüşünü desteklemektedir. Diğer yandan, kurtarıcının önceden kararlaştırılmış ölümü Yeni Ahit görüşünde tahmin edilmiştir. Örnekler; 



1- İsa peygamber: Ormandaki ağaçlıklar, bir baltayla kesilecek ve...

2- Lübnan Cumhuriyeti muhteşem birşey tarafından düşecek. Ve orada Davud´in dal kütüğünden ileriye doğru bir atış gelecek

3- ve mahkemeye girecekler.

4- Kongrenin Prensi, yaralamalar ve darbelerle onu öldürecek.

5- Şöhretin rahibi Kittimíin

6- ölüsüne hakim olacak.



Isığın çocuklarıyla, karanlığın çocukları’nın savaşından seçmeler;



"Ölü Deniz Belgeleri", MÖ 100 civarlarında Filistin´de etkin olan Essenerler tarikatı tarafından yazılmışdı. Essenerler, bir Mesih beklentisi içindeydiler, 68 yılında tarikat Romalılar´a karşı bir yahudi isyanını başlattı, kutsal metinler o sırada çömleklere konup mağaralara saklamışlardı. Ama bir daha geri dönüp alamadılar, kutsal metinler aradan 2000 yıl geçinceye kadar orada kalacaklardı. Belgeler Tevrat´ın bazı bölümlerini içerirler ama en dikkat çekici yön kutsal kitapta olmayan son bölümdür; burada Apokaliptik yani kıyamete yönelik tarzda evrensel bir savaştan söz edilir; "Işığın Çocukları´yla, Karanlığın Çocukları’nın Savaşı"dan. Ölü Deniz yazmalarıyla ilgili bu yazıda tarihte yeri olmayan bu savaştan söz edeceğiz; daha da doğrusu Türkiye´de ilk kez "Ölü Deniz" yazmalarının bu bölümünden yapılan bazı çevirileri yayınlayacağız; "Işığın Çocukları´yla, Karanlığın Çocukları’nın Sa va şı"nı okurken dinsel isimlere, tanımlara aldanmayın, bu uslüp kendilerinden çok önce, bilinmeyen bir zamanda yaşanan dev bir olayın, Roma´nın gezici gücü karşısında inançtan başka birşeyi olmayan insanların anlatımıdır; Işık´la, Karanlığın savaşı Yaradılış kadar, insan kadar eskidir ve bize ebedi düaliteden ipuçları verir. İşte bir örnek; 



Giriş Bölümü; 
"Işığın Çocukları hüküm sürmeye başladıklarında, kutsal ahti (yemini) bozmaya yardım eden Edom ve Moab´ın oğulları Ammon’a, Filistin halkına ve Asur şehrine savaş açtılar, çöl sürgünleri ve kabileleriyle birlikte “Işığın çocukları”na savaş açtıkların da, Işığın çocukları Kudüs Çölü´nde kamp kurmuşlardı, savaştan sonra Mısır Kralı’nın şehrine ulaştılar. Mısır Kralı, büyük bir öfkeyle Kuzey Krallarıyla savaşmaya gitti  ve onların güçlerini parçaladı, bu Tanrı’nın insanları için bir kurtuluş olmuştu ve Şeytanın Ordusu sonsuza dek yok oldu. Aynı zamanda Asur kentinde de bir ayaklanma çıktı; onlara kimse yardım edemezdi. Ve “Kittim”in hükmü sona erdi, böylece günah karlık son buldu ve hiç bir parça kalmadı, böylece Karanlığın Çocukları´ndan kurtulan olmadı." 



Açıklamalar: 
Aramice - Bir Sami dilidir ve M.Ö. 9. Yüzyıl´dan beri bilinmektedir. Pers İmparatorluğu´nun resmi dilidir. Babil sürgününden sonra Musevi halkı tarafından ve yaygın olarak güneybatı Asya´da kullanılmıştır. 

Karbon 14 testi - Hacim numarası 14´dür ve radyoaktif izotopu, arkeoloji ve jeolojiye ait materyalleri tarihlemede kullanılır. 

Essenerler - 2. Tapınak zamanındaki üç Musevi tarikattan biridir. Vahiye ait görüşlere öncelik veren ve Mısır sonrasında Roma işgaline direnerek, bölgeden geri çekilen, dervişan bir toplumu oluşturan bağımsızlık yanlısı bir gruptur. 

İlk Tapınak Zamanı - MÖ. 850-586 arası. Musevilerin sürgünü ve ilk Tapınağın yıkılmasıyla sona ermiştir.

Judea- Eski Filistiníin güney kısmı. Qumran bölgesi, Ölü Deniz yazıtlarının bulunduğu kıraç bir arazi. 

Leviticus - Museviliğin ve Hıristiyanlığın kutsal kitabının 3. kitabıdır ve kuralları içerir. 

Mishnah - İbrani gelenekleri üzerine kurulmuş Musevi gelenekler toplamı ve MS. 200 yılı hakkındaki derleme. 

Parşömen - Hayvan derileri üzerine hazırlanan metin yazılarıdır.

Farisiler - 2. Tapınak zamanındaki üç tarikattan birisi. Kanun yorumlarını yaparlar ve dinsel törenlerin tam olarak yerine getirilmesine önem verirler. Öğretileri, ruhun ahlaksızlığı, bedenin tekrar canlanması, geleceğe ceza verme ve İsa´nın geri dönmesi ile ilgilidir. 

Muskalar (Tefillin) - Musevilik´de dört kutsal yazıyı içeren iki küçük deri kutusudur ve geleneklere göre sol kola ve alınlarda kullanılır. 

İlahiler (Tehillim) - Kutsal Kitap ilahilerinin toplamıdır. Yani kutsal şiirler ya da şarkıları içerir.




Qumran - Ürdün´un bir bölümü. Kuzey Ölü Deniz ölü ovadır. Musevilerin Kutsal Kitabının, mezhep ve edebi yazıtların bulunduğu 11 mağaranın bulunduğu yerdir. Burada yapılan kazılarda, karmaşık binalar ve insan eliyle yapılmış bir çok eser ortaya çıkarılmıştır. Site MÖ. 2. Yüzyıl´dan kalmadır ve M.S. 68´de Roma saldırısı sonucunda terkedilmiştir.


İkinci Tapınak Zamanı - M.Ö. 520 - M.S. 70 arası. Tek Tanrıcılıkla ilgili dinler için ilerleme zamanıdır ve Kudüs´de Ölü Deniz yazıtlarının kopyalandığı zamanda MS. 70´de Tapınağın yıkılmasıyla sona ermiştir.



Seleucid impatorluğu - İskender´in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu´nun dışında meydana getirildi ve Türkiye´nin güney kıyısından Filistin´in güneyine ve Hindistan sınırının batısına kadar yayılmaktaydı. M.Ö. 312-64 dönemi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder