17 Eylül 2010 Cuma

Üçüncü Göz İlmi - 9

Tilak'a o kadar çok anlam yüklenmişti ki tüm özel günlerde, örneğin düğünlerde ve elde edilmiş zaferler sonrasında hep  tilak  uygulanırdı. Saygı ve onurla bağlantılı her özel günde neden tilak'ın uygulandığını hiç merak ettin   mi? Bunun nedeni çağrışım yasasıdır. Zihnimizin işleyiş biçimi çok ilginçtir. Acı dolu anları unutup yalnızca mutlu anları anımsamak ister. Bu yüzden zihin mutsuzluk getiren tüm olayları unutup, yalnızca mutluluk veren anları anımsamıştır. Bu nedenle geçmişi hep mutlulukla doluymuş gibi anımsarız. Yaşlı bir adam her zaman çocukken mutlu olduğunu düşünür. Bunun nedeni zihnin acı dolu anıları silip keyifli olanları tutmasıdır. Bu yüzden kişi geri dönüp baktığında orada yalnızca mutluluk görür. Keyifli anların arasındaki tüm mutsuzluklar unutulmuştur.

Hiçbir çocuk asla çocukluğunun mutluluk içinde geçtiğini söylemez. Çocuklar bir an önce büyümek ister: Çocukluğunun mutlulukla dolu olduğunu söyleyenler yaşlılardır. Burada bir yanlış anlaşılma olmalı. Bir çocuğa ne yapmak istediğini sorduğunda büyümek istediğini söyler. Yaşlı insanlara ne istediklerini sorduğundaysa yeniden çocukluğa dönmek istediklerini söyleyeceklerdir. Çocuk her zaman büyük gibi görünmeye, büyümeye çalışır. Sigara içmeyi büyümenin bir simgesi olarak gördüğü için sigaraya başlar. Psikologların iddiasına göre çocukların yüzde yetmişi bunu bir prestij sembolü olarak gördükleri için sigaraya başlarlar. Yalnızca büyük, güçlü ve başarılı insanların sigara içtiğini düşünürler. Bu yüzden çocuk sigara içerken dimdik durur ve kendini bir şey zanneder; sıradan bir insan değildir artık.

Bir film yalnızca yetişkinler içinse oğlanlar sinemaya girebilmek için takma bıyık takarlar. Neden? Çünkü çocuklar büyümek için yanıp tutuşur. Yine de yaşlı insanlar çocukluklarında çok mutlu olduklarını söylerler. Peki neden? Bunun tek nedeni zihnimizin bize mutsuz anları unutturmasıdır çünkü onlar hatırlanmaya değmez.

Piaget isimli psikolog kırk yıl boyunca çocuklarla ilgili deneyler yaptıktan sonra hayatın ilk beş yılına dair hafızanın çok zayıf, hatta sıfıra yakın olduğunu, çünkü bu yılların çocuğun hatırlamak istemeyeceği denli zor geçtiğini savunur. Piaget'ye göre hayatının ilk yıllarını anımsamaya çalıştığında beş, en fazla dört yaşına kadar geri gidebilirsin. Ondan önce bellek oluşumu mevcut değil miydi? Mevcuttu. Sen beş yaşına gelmeden önce başına hiçbir şey gelmemiş miydi? Gelmişti. Kimse seni incitmemiş miydi? Birisi senden sevgisini esirgememiş miydi? Bunların hepsi gerçekleşmişti. Peki o zaman neden bu ilk dört ya da beş seneyle ilgili hiç anımız yok?

Piaget'e göre ilk çocukluk yılları çocuk için oldukça mutsuz yıllardı; kişi kendini güçsüz, çaresiz ve başkalarına bağımlı hissettiği için belleğini baskılayarak bu anıları belleğinden silmişti. Bunlar hakkında soru sorulduğunda yalnızca, "Dört yaşından öncesini hatırlamıyorum" deyip geçiyordu çünkü ondan önce babası kalk deyince dinlemek, annesi otur deyince yapmak zorundaydı. Çevresindeki herkes ondan güçlüydü ve onlara karşı gelemiyordu; rüzgar karşısında kuru bir yaprak ne kadar çaresizse o da o kadar çaresizdi. Ona ne söylenirse yapmak zorundaydı; her şey için başkalarına muhtaçtı. Karşısındakinin gözündeki en ufak bir öfke belirtisi bile onu korkuturdu.

Bu yüzden kişi kendini kapatıp dört yaşına gelmeden önce hayatta olduğunu bile hatırlamıyor. Oysa hipnotize edilip dört yaşından önce yaşadığı olayları, hatta ana rahmini hatırlaması istense, bunları hatırlayabilecek ve tarif edebilecektir. Annesi hamileliği sırasında düşmüşse, hipnoz altındaki kişi rahimdeyken yaşamış olduğu şoku anımsayabilecektir. Oysa sıradan bellekte bu tip anılar genelde geri gelmez.

Tilak'ı kişinin mutluluk anlarıyla ilişkilendirmenın güçlü bir nedeni vardır. Ne zaman mutlu bir olay olsa alına bir tilak konur. Bu durumda hem mutlu olay hem de tilak bağlantı yoluyla anımsanacaktır. Bu noktada bağlantı kanunu hakkında biraz bilgi edinmek gereklidir.

Rus bilim adamı Pavlov bu alanda birçok deney gerçekleştirmiştir. Her şeyin birbiriyle bağlanabileceğini, yaşamlarımızın da yalnızca bu bağlantıların toplamından ibaret olduğunu savunmuştur. Deneylerinden biri oldukça ünlüdür. Köpekleri beslemekle ilgili bir deneydir. Pavlov köpekler yemeğe bakarken salyalarının harekete geçmesi için yemeği onların biraz uzağına bırakıyordu. Daha sonra bir zil çalıyordu. Zil ve tükürük salgısı arasında hiçbir bağlantı yoktu ama yemek köpeklere ne zaman sunulsa tükürük salgılamaya başlamalarının ardından zil çalıyordu. Bu on beş gün boyunca tekrarlandıktan sonra zil ve salya arasındaki zihinsel bağ oluşturulmuş oldu. On altıncı günde ortada yemek olmadığı halde zil çaldığında köpeğin salyaları akmaya başladı. Zilin çalınması köpeğin hafızasında yemeği çağrıştırıyordu: Zil yemeğin simgesi haline gelmişti.

Aynı bağlantı kanunu tilak için de geçerlidir: Mutlulukla bağlantılı olarak kullanılmıştır. Ne zaman mutlu bir olay yaşansa tilak kullanılıyordu ve bu yüzden tilak ve mutluluk zamanla öylesine birbirine bağlandı ki tilakunutulmaz hale geldi. Böylece ne zaman mutlu olunsa akla ilk gelen şey üçüncü göz çakrası oluyordu. Her zaman mutlu anları anımsamaktan hoşlanırız ve bu olaylar olup bittiğinde gerçekten mutlu olmuş olsak da olmasak da mutlu anılarla yaşarız. Küçük mutluluklar bile abartılır; mutlu olayları büyütürken, mutsuzluk vermiş olanları da küçültürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder